bazen düşünürsün acaba beni şuan kim düşünüyor diye..aklından herkesi geçirmeye başlarsın..çok özlediklerin sıyrılır aradan..acaba şimdi nabıyor şimdi birlikte olsak neler yapardık diye dalarsın hayallere..bazen bişey olur çıkar ortaya..sen olmasanda,senden çok uzak olsalarda,senin bilmediğin bir zamanda seni düşünmüş seni konuşmuşlardır..ayrı bi mutluluktur..insanların aklında yer edebilmek..hayatta yapılabilicek en büyük yatırımdır..
farklı bir deneyim..bu sene bunu çok yaşadım..önce okulu kazandım..yeni insanlar,yeni hayatlar,yeni hikayeler..hertürlüsünü gördüm..okuldan sonra tatile gittiğim yerde..birsürü yeni dostum oldu..orası farklı bir deneyimdi benim için..insanlarla önce tanışırsınız belli bir zaman sonra arkadaş olursunuz bizaman sonra eğer herşey yerine tam oturmuşsa dost olursunuz..benim orda biranda yeni dostlarım oldu..buda onların içten olmalarından kaynaklanıyor..daha sonra buyaz katıldığım arkeolojik kazıda..birsürü insanla tanıştım yine..farklı kişilikler..ortak yönler..herkesin farklılığını bariz görebilir duruma geldim..
her konuştuğum kişiden farklı birşey öğrendim..her birinin nasıl ellerindeki çizgiler farklıysa düşünceleride okadar farklıydı..ortak bir noktada elbette buluşuluyordu fakat yarattıkları farklar apaçık ortadaydı..
geneline bakarsak her gittiğim yerde biçok farklılık yaşadım..her tanıştığım insanda bir iz bıraktım..belki o gittiğim yerlere birdaha gidemiycem..yaptıklarımı birdaha yapamayım yaşadıklarımı yaşayamıycam..ama ben orada olmasamda beni hatırlayan birileri olucak..insanlar aslında geride kötü izler bırakmak yerine,kendilerini unutturmaya zorlamak yerine fazla çaba sarfetmeden birbirlerinde ortak noktalar bulmaya çalışıp ebediyen hatırlanabilmeyi düşünmeli..belkide hayatta kendimiz için yapabiliceğimiz en iyi şey budur..
yaptığım çalışmalar içinde aynı şeyler geçerli..katıldığım kazıda çok farklı deneyimler yaşadım..yazın o sıcak zamanında herkes denizde serinlerken keyif yaparken,biz belli bir amaç için toplanarak oradakilerden başka kimsenin yaşamadığı şeyler yaşadık..belki ileride bu işi yapmıycam..böyle bir çalışmada da birdaha bulunmayabilirim ama orada benim çıkarttığım ve müzede sergilenicek eserler var ortada..benden geriye kalıcak şeylerdir onlar kendi adıma..bunu kimse bilmeyebilir..ama benim bilmem kendim için yeterlidir..
bazende herzamanki gibi hastalıklı düşüncelere kapılırım..acaba ben ölünce kimler üzülücek..herkesi tek tek gözümün önüne getirip ölümümün haberi verildiği andaki yüz ifadesini düşünürüm..o an naparlar nasıl davranırlar diye..bazen kesmez en sevdiklerimin ölümlerini düşünürüm..hayatta yaşıycağımız en ağar deneyimdir bence..sonsuzluğa kavuştuğun uçuk bir deneyim hemde..son anın bilinmemesi ve geride bıraktıklarımız..zaman çok gibi gelir ama aslında zaman tek nefes kadar kısadır..o son an gelmeden herkes kendi ve diğerleri için birşeyler yapmalı..nasıl bir yarışmada süre bittikten sonra ne yapsanda boştur..aynı onun gibi joker hakkıda yok bunun..kronometre sıfırlandımı yaptıkların ve yapmak istediklerini bırakır gidersin..
30 Kasım 2010 Salı
28 Kasım 2010 Pazar
MARKA..
bugün konuşurken farkettikte markaların hayatımızdaki önemi nekadar artmış..farketmeden ürünleri markalarıyla istemeye başlar olmuşuz..örneğin anne çocuğunu bakkala yollar..git bakkaldan 1kg.yoğurt al gel demezde..git bakkala 1kg.danone al gel der..bugün pantolonunu yıkadım demezde..bugün levis'ini yıkadım der..veya genelde sınıfta olur peçetesi olan varmı demezlerde..selpağı olan varmı derler..selpak olmayınca olmuyo sanki aynı işlevi görmüyor..nese bukadar..anlattım rahatladım..ahahah
SESSİZ SOHBET..
şafak vaktinden önceki saf karanlıktayım..herkes uyurken sevdiğim müzikler çalıyor yine..alt komşunun boğuk ve gür sesini duymamazlıktan geliyorum..apartmanlarda ayakta olanların var olduğunu belli eden ışıklarla beraber sabit duruşumun keyfini çıkarıyorum..karnımda içten içe bir ağrı var..karman çorman bir haldeyim yani..ama rahatım aynı zamanda..
yerde yatıp tavanın pürüzlü yüzeyinde hayalini kurduğum hayatı izliyorum..çok canlı ve heyecanlı..sırt ağrısına duyarsızlaşmış beynimin ağarlaştığını hissettim..sigara içerken düşünmeye karar verdim..ve yaktım bi sigara..
ve sonra dedim ki kendime..neden istediğimiz zaman sevdiklerimiz olamıyor yanımızda..ayrılıklar bukadar hızlı yaşanırken buluşmalar,kavuşmalar niye bukadar zor bukadar çetrefilli..mutlu olmak için herzaman çaba harcanırken üzüntüler niye bukadar anlık ve acele..
kafamda uğuldayan sesle camdan giren sabah serinliği sanki dikenli tellere saplanmışımda oradan koparılmaya çalışıyormuşum hissi yarattı birden..
farkettim de eskiden korktuğum karanlığın içinde artık huzur buluyorum..yırtılmış hayallerimi birleştiriyorum orada..arada kalan boşluklar kapanıyor karanlıkta..eskiden korktuğum yalnızlıkta tamamlanıyorum artık..çekinmiyorum kabullenmekten gerçekleri yalnızlığımda..bazen anlatmak istiyorum herkese..ben bunları gördüm bunları hissettim ama onlarında içindeki bulutlar kabarmaya başladığı için karşımda ki fırtınayı engellemem gerektiğini anlıyorum ve susuyorum..
her insanın yüzüne baktığımda gözlerinin arkasına saklanmış hikayeler görüyorum..anlatılmaya ortaya çıkmaya hazır bekliyorlar..ama bazılar varki gözlerin arkasındaki derin boşluğa fırlatılmışlar çıkmamaları gerekiyor..bunlar yaşanırken geride kalan izleri gözlerin kenarındaki çizgilerde görüyorum..
uykusuzlukla yaptığım sohbetler işte..yine sabahladık beraber..sağolsun yalnız bırakmıyor beni..ardı arkası kesilmiyor konuşmalarımızın..
yerde yatıp tavanın pürüzlü yüzeyinde hayalini kurduğum hayatı izliyorum..çok canlı ve heyecanlı..sırt ağrısına duyarsızlaşmış beynimin ağarlaştığını hissettim..sigara içerken düşünmeye karar verdim..ve yaktım bi sigara..
ve sonra dedim ki kendime..neden istediğimiz zaman sevdiklerimiz olamıyor yanımızda..ayrılıklar bukadar hızlı yaşanırken buluşmalar,kavuşmalar niye bukadar zor bukadar çetrefilli..mutlu olmak için herzaman çaba harcanırken üzüntüler niye bukadar anlık ve acele..
kafamda uğuldayan sesle camdan giren sabah serinliği sanki dikenli tellere saplanmışımda oradan koparılmaya çalışıyormuşum hissi yarattı birden..
farkettim de eskiden korktuğum karanlığın içinde artık huzur buluyorum..yırtılmış hayallerimi birleştiriyorum orada..arada kalan boşluklar kapanıyor karanlıkta..eskiden korktuğum yalnızlıkta tamamlanıyorum artık..çekinmiyorum kabullenmekten gerçekleri yalnızlığımda..bazen anlatmak istiyorum herkese..ben bunları gördüm bunları hissettim ama onlarında içindeki bulutlar kabarmaya başladığı için karşımda ki fırtınayı engellemem gerektiğini anlıyorum ve susuyorum..
her insanın yüzüne baktığımda gözlerinin arkasına saklanmış hikayeler görüyorum..anlatılmaya ortaya çıkmaya hazır bekliyorlar..ama bazılar varki gözlerin arkasındaki derin boşluğa fırlatılmışlar çıkmamaları gerekiyor..bunlar yaşanırken geride kalan izleri gözlerin kenarındaki çizgilerde görüyorum..
uykusuzlukla yaptığım sohbetler işte..yine sabahladık beraber..sağolsun yalnız bırakmıyor beni..ardı arkası kesilmiyor konuşmalarımızın..
26 Kasım 2010 Cuma
ASLINDA BİR KONU VAR..2
yine çok mühim bir konudan bahsetmek istiyorum..insanların gerçek yüzlerini görebiliceğiniz çok önemli yerler..otobüsler..
sabah aceleyle kalkarsın..apar topar çıkarsın...durakta bekle bekle gelmez otobüs...allaa çıldır orda..bide gitgide durak dolmaya başlar..kafanda stratejiler üretmeye başlarsın..acaba tam nerde dursam otobüsün kapısı önüme gelir diye..biönceki otobüs tam nerde durmuştu falan diye kafanda planları yaparsın..tabi bunları yaparken insanlar gelmeye devam eder..durak kalabalıklaştıkça otobüs gelmemeye yemin etmiş gibi geciktikçe gecikir..bi bakarsın yanındaki seni keser..sonrada bi adım önüne çıkar..sonra altta kalmamak için sende sağa sola bakarak safa yatıp onun önüne bi adım atarsın..herkes git gide çirkefleşmeye başlar..ve nihayetinde otobüs gelir..gelir ama nereye gelir..sanarsın kimse durakta değilde duraktan 2m. ileride bekliyor..yaptığın bütün planların içine sıçılmıştır o an..belkide o an durağa en son gelen en şanslısı olur..dimi ya bazıları öyle ballıdır..en son gelir başa geçer falan..nese olmuştur olan..yığılmanın içine girmeye çalışırsın onu çeker bunu iter öyle yada böyle binersin..
binince içine bi huzur dolar..zorlu bi maratonu kazanmış gibi hissedersin..sonra şöyle bi içeriyi süzüp yer kapanlara bakarsın içinden hayvanlar nası oturdular hemen diye nankörce düşünceler geçmeye başlar..bazen olabiliceklerin en kötüsü olur ve dersin ki lanet olsun binmez olsaydım şu otobüse..
kartını çıkarıp aygıta tutarsın ve o kriz geçirticek konuşma duyulur...''BAKİYENİZ YETERSİZDİR''
o an camı kırıp kaçasın gelir ama nafile..hafifçe başını kaldırıp bakarsın çaresizce..bazıları bakar kafasını çevirir..bazıları hiç görmemezlikten gelir..bazılarıda yaşamıştır anlar halden çıkarır verir kartını..kartı geçirdikten sonra parasını vermeye kalkıncada ayrı bi gerginlik yaşanır yok almamda al olmazda oda ayrı bir rezilliktir..
işte otobüse bindiğimde,binmeden önce hep gördüğüm ve yaşadığım herkesinde yaşadığı bi konu bu..
kimsenin yaşamaması dileğiyle...
sabah aceleyle kalkarsın..apar topar çıkarsın...durakta bekle bekle gelmez otobüs...allaa çıldır orda..bide gitgide durak dolmaya başlar..kafanda stratejiler üretmeye başlarsın..acaba tam nerde dursam otobüsün kapısı önüme gelir diye..biönceki otobüs tam nerde durmuştu falan diye kafanda planları yaparsın..tabi bunları yaparken insanlar gelmeye devam eder..durak kalabalıklaştıkça otobüs gelmemeye yemin etmiş gibi geciktikçe gecikir..bi bakarsın yanındaki seni keser..sonrada bi adım önüne çıkar..sonra altta kalmamak için sende sağa sola bakarak safa yatıp onun önüne bi adım atarsın..herkes git gide çirkefleşmeye başlar..ve nihayetinde otobüs gelir..gelir ama nereye gelir..sanarsın kimse durakta değilde duraktan 2m. ileride bekliyor..yaptığın bütün planların içine sıçılmıştır o an..belkide o an durağa en son gelen en şanslısı olur..dimi ya bazıları öyle ballıdır..en son gelir başa geçer falan..nese olmuştur olan..yığılmanın içine girmeye çalışırsın onu çeker bunu iter öyle yada böyle binersin..
binince içine bi huzur dolar..zorlu bi maratonu kazanmış gibi hissedersin..sonra şöyle bi içeriyi süzüp yer kapanlara bakarsın içinden hayvanlar nası oturdular hemen diye nankörce düşünceler geçmeye başlar..bazen olabiliceklerin en kötüsü olur ve dersin ki lanet olsun binmez olsaydım şu otobüse..
kartını çıkarıp aygıta tutarsın ve o kriz geçirticek konuşma duyulur...''BAKİYENİZ YETERSİZDİR''
o an camı kırıp kaçasın gelir ama nafile..hafifçe başını kaldırıp bakarsın çaresizce..bazıları bakar kafasını çevirir..bazıları hiç görmemezlikten gelir..bazılarıda yaşamıştır anlar halden çıkarır verir kartını..kartı geçirdikten sonra parasını vermeye kalkıncada ayrı bi gerginlik yaşanır yok almamda al olmazda oda ayrı bir rezilliktir..
işte otobüse bindiğimde,binmeden önce hep gördüğüm ve yaşadığım herkesinde yaşadığı bi konu bu..
kimsenin yaşamaması dileğiyle...
22 Kasım 2010 Pazartesi
NARSİST

elimde değil..manyaklık bu aslında..sapkınlık bi bakıma..bi insan kendinle bukadar uğraşırmı..kendini bi insan bukadar severmi..
sorunlu yanlarım var kabul ediyorum..ama ben böyle iyiyim ya..eğleniyorum..
ayna gördüğüm zaman başlıyo herşey..saatlerce bakabilirim..kendimi izleyebilirim..saçma ama harbiden eğlenceli..
bazen abartıyorum tabi..insan hergün profil fotoğraflarına bakmaz deli gibi..
ama yapıyorum işte..
banane abicim benide böyle kabul edin..
tamam kabul ediyorum..
zaten hep söylüyorum..
ben NARSİSTİM..
bunu biliyorum..
19 Kasım 2010 Cuma
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..4
kız herzamanki gibi stresli,buhranlı zamanlarından birini yaşıyordu..rahatlamak,gevşemek istiyordu..ne yapsam diye düşünürken aklına bir fikir geldi..HAMAM..evet hamama gidip rahatlayabilirdi hem uzun zamandan sonra farklılık olucaktı kendi içinde..hemen hazırlandı..atıldı yollara..
herşeyçok güzel olucaktı emindi..sakin sakin gidiyor havadaki oksijeniiçine çekiyor,etrafına bakınıyordu..
hamama gelmişti sonunda..girişte ücretini ödeyip yavaşça süzüldü içeri..birden içi ürperdi..en son küçükken annesiyle gitmişti hamama..soyunma odasına gidip hazırlıklarını tamamlayıp ılıklık bölümünden geçip tam sıcaklığa giricekken masaj yaptırmaya karar verdi...hemen masaj bölümüne koştu..masajı yapıcak kadın siz uzanın gelezeğim dedi peltek peltek..
kadın çıktıktan sonra şöyle bi içeriyi süzdü etrafına bakındı..sonra önündeki uzun mermer taşa baktı..ve taştaki deliği gördü hemen..delik kafasını karıştırmıştı bir anda nası uzanıcağını bilemedi..hala deliğe bir anlam veremiyordu..heralde uzanınca nefes almak için yapılmış olsa gerek diye çaktı ampul hemen..kendinden emin seriliverdi taşa..garip keskin ekşi bi koku vardı..rahatlatıcı bi koku olsa gerek dedi kendi kendine..nebiçim bi aroma bu böyle dedi birden..
o an sessizliği bi kahkaha bozdu..irkilerek arkasına döndü..ne var ne gülüyosun dedi kadına..kadında boğuk gür bi sesle..ablam naptın sen yaa oraya ayaklarını sokucan dedi..
işte o an kız kendini aslan ağzına atmak istedi..napıcanı bilemedi kız..gözleri doldu..çok utanmıştı..kadına dönüp biraz beklermisin dedi..kadın hala gülüyordu..soyunma odasına gitti..çantasından mp3 ünü çıkarıdı...ve...
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..
herşeyçok güzel olucaktı emindi..sakin sakin gidiyor havadaki oksijeniiçine çekiyor,etrafına bakınıyordu..
hamama gelmişti sonunda..girişte ücretini ödeyip yavaşça süzüldü içeri..birden içi ürperdi..en son küçükken annesiyle gitmişti hamama..soyunma odasına gidip hazırlıklarını tamamlayıp ılıklık bölümünden geçip tam sıcaklığa giricekken masaj yaptırmaya karar verdi...hemen masaj bölümüne koştu..masajı yapıcak kadın siz uzanın gelezeğim dedi peltek peltek..
kadın çıktıktan sonra şöyle bi içeriyi süzdü etrafına bakındı..sonra önündeki uzun mermer taşa baktı..ve taştaki deliği gördü hemen..delik kafasını karıştırmıştı bir anda nası uzanıcağını bilemedi..hala deliğe bir anlam veremiyordu..heralde uzanınca nefes almak için yapılmış olsa gerek diye çaktı ampul hemen..kendinden emin seriliverdi taşa..garip keskin ekşi bi koku vardı..rahatlatıcı bi koku olsa gerek dedi kendi kendine..nebiçim bi aroma bu böyle dedi birden..
o an sessizliği bi kahkaha bozdu..irkilerek arkasına döndü..ne var ne gülüyosun dedi kadına..kadında boğuk gür bi sesle..ablam naptın sen yaa oraya ayaklarını sokucan dedi..
işte o an kız kendini aslan ağzına atmak istedi..napıcanı bilemedi kız..gözleri doldu..çok utanmıştı..kadına dönüp biraz beklermisin dedi..kadın hala gülüyordu..soyunma odasına gitti..çantasından mp3 ünü çıkarıdı...ve...
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..
17 Kasım 2010 Çarşamba
PAZAR SENDROMU
hala pazar günü deyince içimde bi daralma olur..eskiye göre pazartesiyle pek ilgim kalmadığı için pazarlada bi alıp veremediğim yok ama hala adını duyunca o grilik gelir gözümün önüne..eskiden kalma olsa gerek..işte o pazar günlerinde..
sabah kalkmış olursun artık sen kalksanda kalkmasanda o gün pazardır..kahvaltı hazırlanmış herkes bekler vaziyette..o kahvaltıya gidebildiğin en yavaş şekilde gidersin yiyebildiğin en yavaş şekildede yersin..hiç bitmesin,o saatlerde kalmak istersin hep..ama bisüre sonra öyle yada böyle biter..kalkışından önce yapman gereken ödevler aklına gelir..onları kafanda toparlar neler yapıcağını planlarsın..biyandanda kendini motive edersin ders çalışmak için..artık hazır bi şekilde yükselirsin sandalyeden..tam odana heycanla yaklaştığında bilinçsiz ebeveynlerin ağzından o şevk kırıcı,o yoldan çıkarıcı,o insanın hevesini kaçıran cümleler dökülüverir..
''hadi girin odanızada ders çalışın..''
nabıosun yani..neyin peşindesin..odaya gidip bir pazar günü öğrenci olan bi insan mecburiyetle beraber ne yapabilir ki başka..al içine ettin bütün kurgunun,planın..bitmiş olan o güzel kahvaltının sofrasında hazırlanan o kafaya silahı çekip dayadın sen eey bilinçsiz ebeveyn..
o vakitten sonra ne ders çalışılır ne başka bişey yapılır..ya çalışır gibi yapar duvarı izlersin,kağıt karalarsın..yada adam gibi geçersin tv'nin karşısına izlersin..bu böyledir..daha sonra bi hareketlenme başlar pazara gitmek için..madem ders çalışmıyosun pazara gelde yardım et derler..bunlar bir pazar gününü öldüren şeylerdir işte..zorla o pazara gidilir,baştan sona bütün pazar gezilir,sonra tekrar en başa dönülüp,fiyat ve kalite kritiği yapılarak aynı tezgahlar tekrar gezilir...işte o an dersin ki ben tıp okuycam ne işim var burda..okuyom ben yaa dersin...anlık buhran cümleleridir tabi..eve gidince pısarsın yine bi köşeye..nese..zor bela biten pazarlığın ardından eve gelinir herşey yerleştirilir...
derken akşam oluvermiştir..her geçen dakika aleyhine işler..yemek yendikten sonra evin ortasına ütü masası açılır..önlükler,formalar,mendiller,çoraplar ütülenmeye başlar..işte o anda söylenmemesi gereken cümleler söyleniverir yine..
''hadi duşunuzu alında yatın artık yarın okul var erken kalkıcaksınız..''
belamısın arkadaşım..parayla yapılcak iş değil yani..hatırlatılmaması gereken bütün herşey soluksuz şekilde söyleniyo..yok böyle bişey ya..
en kötüsüde o duşa girersin ya..sonra titreyerek çıkarsın..o anda açık tv'de gözüne o program takılır..
ŞAHANE PAZAR...
ve o an yıkılırsın işte..aa şahane pazaar dersin demenle beraber..yok şahane pazar mahane pazar doğru yatağa hadi...kes öldür daha iyi yani..anlayamaz seni..evde ütü kokusu,hazırlanmış formalar,önlükler,yapılmamış ödevler..herşey üst üste...
güçlükle yatarsın yatağa...içeriden yapılan yarışmların sesleri duyulur..canlandırısın aklında..iyice için daralır..oflaya puflaya uyumaya çalışırsın...
o anlarda ettiğim tek dua vadı hep..
inşallah yarın sınav yoktur...
sabah kalkmış olursun artık sen kalksanda kalkmasanda o gün pazardır..kahvaltı hazırlanmış herkes bekler vaziyette..o kahvaltıya gidebildiğin en yavaş şekilde gidersin yiyebildiğin en yavaş şekildede yersin..hiç bitmesin,o saatlerde kalmak istersin hep..ama bisüre sonra öyle yada böyle biter..kalkışından önce yapman gereken ödevler aklına gelir..onları kafanda toparlar neler yapıcağını planlarsın..biyandanda kendini motive edersin ders çalışmak için..artık hazır bi şekilde yükselirsin sandalyeden..tam odana heycanla yaklaştığında bilinçsiz ebeveynlerin ağzından o şevk kırıcı,o yoldan çıkarıcı,o insanın hevesini kaçıran cümleler dökülüverir..
''hadi girin odanızada ders çalışın..''
nabıosun yani..neyin peşindesin..odaya gidip bir pazar günü öğrenci olan bi insan mecburiyetle beraber ne yapabilir ki başka..al içine ettin bütün kurgunun,planın..bitmiş olan o güzel kahvaltının sofrasında hazırlanan o kafaya silahı çekip dayadın sen eey bilinçsiz ebeveyn..
o vakitten sonra ne ders çalışılır ne başka bişey yapılır..ya çalışır gibi yapar duvarı izlersin,kağıt karalarsın..yada adam gibi geçersin tv'nin karşısına izlersin..bu böyledir..daha sonra bi hareketlenme başlar pazara gitmek için..madem ders çalışmıyosun pazara gelde yardım et derler..bunlar bir pazar gününü öldüren şeylerdir işte..zorla o pazara gidilir,baştan sona bütün pazar gezilir,sonra tekrar en başa dönülüp,fiyat ve kalite kritiği yapılarak aynı tezgahlar tekrar gezilir...işte o an dersin ki ben tıp okuycam ne işim var burda..okuyom ben yaa dersin...anlık buhran cümleleridir tabi..eve gidince pısarsın yine bi köşeye..nese..zor bela biten pazarlığın ardından eve gelinir herşey yerleştirilir...
derken akşam oluvermiştir..her geçen dakika aleyhine işler..yemek yendikten sonra evin ortasına ütü masası açılır..önlükler,formalar,mendiller,çoraplar ütülenmeye başlar..işte o anda söylenmemesi gereken cümleler söyleniverir yine..
''hadi duşunuzu alında yatın artık yarın okul var erken kalkıcaksınız..''
belamısın arkadaşım..parayla yapılcak iş değil yani..hatırlatılmaması gereken bütün herşey soluksuz şekilde söyleniyo..yok böyle bişey ya..
en kötüsüde o duşa girersin ya..sonra titreyerek çıkarsın..o anda açık tv'de gözüne o program takılır..
ŞAHANE PAZAR...
ve o an yıkılırsın işte..aa şahane pazaar dersin demenle beraber..yok şahane pazar mahane pazar doğru yatağa hadi...kes öldür daha iyi yani..anlayamaz seni..evde ütü kokusu,hazırlanmış formalar,önlükler,yapılmamış ödevler..herşey üst üste...
güçlükle yatarsın yatağa...içeriden yapılan yarışmların sesleri duyulur..canlandırısın aklında..iyice için daralır..oflaya puflaya uyumaya çalışırsın...
o anlarda ettiğim tek dua vadı hep..
inşallah yarın sınav yoktur...
15 Kasım 2010 Pazartesi
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..3
kız ogün stresli bir sabaha uyanmıştı..dostu alejandro'nun sınavı vardı..aceleyle kalkıp apar topar hazırlandılar..aslında kızın bir işi yoktu..ama dostunuda yalnız bırakmak istemiyordu..geride bıraktığı sıcacık yatak adeta bir mıknatıs gibi geri çekiyordu ama direndi..alejandroyu beklerken yalnız kalmamak için arkadaşı fernandoyuda çağardı..hızlı bir şekilde sınavın olduğu yere gittiler..alejandro stres içindeydi soğuk terler döküyor,kendinden geçiyor,kendi kendine halleniyordu..kız bir iki derken dayanamadı..yeter artık git hadi kasma bukadar dedi..alejandro garip bir buruklukla binaya doğru ilerledi..
zaman bir türlü geçmek bilmiyordu..kız durmadan su içiyordu..sıkıntıdan ne yapıcağını bilemezken birden elindeki plastik şişeyi patlatma isteği doğdu içinde..o an o şişe patlamalıydı..şişenin iki ucundan tutup alt tarafını sağa üst tarafını sola çatır çatur sesler çıkararak çevirmeye başladı..her çevirişinde patlatacağı anı düşünüyor ve hırslanıp daha da çok çeviriyordu..fernando nabıyosun dedi..kız çok sıkıldım şişeyi patlatıcam dedi..sınav var içeride saçmalıyosun yürü gidelim uzak biyerde patlat dedi..kız çaresizce kabul etti..
yola koyuldular..ortalık çok sessizdi..sessizliği bozan tek şey ayak sesleriydi..kız sıkılmış şişeyle sancak taşır gibi ilerlerken fernandoda saçlarını rüzgara bırakmış gelen geçene dik dik bakıyordu..en sonunda ortak bir nokta belirleyip durdular..fernando kıza sordu hazırmısın diye.kız tabikide hazırım okadar yol geldik bu iş için dedi..fernado bir kaç adım geriye çekildi..kız bir eliyle şişenin altından tutuyor diğerinide yavaşça kapağa yaklaştırıyordu..kapağı en sonunda tuttu..hafifçe kollarını kaldırdı ve o an gelmişti.baş parmağıyla yavaşça kapağı çevirdi..fısss..tam birhayal kırıklığıydı..şişe patlamamış sadece fıslayarak içindeki havayı salmıştı..fernando kıza döndü ve osursam daha çok ses çıkardı dedi...ve...
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..
zaman bir türlü geçmek bilmiyordu..kız durmadan su içiyordu..sıkıntıdan ne yapıcağını bilemezken birden elindeki plastik şişeyi patlatma isteği doğdu içinde..o an o şişe patlamalıydı..şişenin iki ucundan tutup alt tarafını sağa üst tarafını sola çatır çatur sesler çıkararak çevirmeye başladı..her çevirişinde patlatacağı anı düşünüyor ve hırslanıp daha da çok çeviriyordu..fernando nabıyosun dedi..kız çok sıkıldım şişeyi patlatıcam dedi..sınav var içeride saçmalıyosun yürü gidelim uzak biyerde patlat dedi..kız çaresizce kabul etti..
yola koyuldular..ortalık çok sessizdi..sessizliği bozan tek şey ayak sesleriydi..kız sıkılmış şişeyle sancak taşır gibi ilerlerken fernandoda saçlarını rüzgara bırakmış gelen geçene dik dik bakıyordu..en sonunda ortak bir nokta belirleyip durdular..fernando kıza sordu hazırmısın diye.kız tabikide hazırım okadar yol geldik bu iş için dedi..fernado bir kaç adım geriye çekildi..kız bir eliyle şişenin altından tutuyor diğerinide yavaşça kapağa yaklaştırıyordu..kapağı en sonunda tuttu..hafifçe kollarını kaldırdı ve o an gelmişti.baş parmağıyla yavaşça kapağı çevirdi..fısss..tam birhayal kırıklığıydı..şişe patlamamış sadece fıslayarak içindeki havayı salmıştı..fernando kıza döndü ve osursam daha çok ses çıkardı dedi...ve...
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..
SIKILMIŞ İNSAN DURUŞLARI..
ne kadar çok sıkılıyoruz dimi..bazen söyleyemezsinde sıkıldım diye öle absürd durumlarda vardır..ne komik..biyerde biriyle buluşursun oturursun konuşmanın başladığı ana kadar yaşananlardan yakın zamanlı olanları seçer anlatırsın sonra SEN dediğinde hemen hemen tahmin ettiğin cevapları duyarsın karşındakinden..bunların sonucunda en gerrzekçe şey yapılır sonra eee daha daha...anlamsız üç lafı laf bile değil nese..bir araya getirip soru üretilir..
bakarsın baktıkça görürsün karşındakide sıkılmıştır aslında oda senin gibi gözlerini kaçırır sanki ondan konuşmasını beklediğini sanarcasına..durmadan nerden konu açsamda muhabbete girsek hiç olmazsa bikaç dakika konuşarak geçti demek için beyin fırtınası yaparsın..uzun uğraşlar sonunda uff buldum dersin tamam şimdi bunu sorayım cevaplasın ordan buna bağlarız falan kasarsın kasarsın..ama nereye kasıyosun..bi sorarsın evet veya hayır der apışıp kalırsın orda sıçar güzelim kurulucak olan muhabbetin azına..
sonra sende çekilirsin kendi köşene..kıskanç gözlerle etrafındakilere bakarsın..ne varda bukadar konuşuyonuz dersin..ne yani bitiremediğiniz kahkahalar attıran,şaşırtan,kızdıran bunca ne var..ne konuşuyosunuz laan diye bağırasın gelir..
biraz zaman geçer bari bişey içeyim dersin..sonra başlar tuvalet seferleri..sigara aslında bu tarz durumlarda iyi bir kurtarıcıdır..içersin içersin külünü atar ona bakarsın içine çeker üfler dumana bakarsın,sigranın koruna bakarsın,kağıdın yanışına bakarsın..ama her güzel şeyin olduğu gibi sigaranın da bir sonu vardır..işte o anda beynin çorba olmaya başlar..şimdi napıcam? sorusu beynini kemirmeye başlar..karşındakide sen yokmuşsun gibi davaranmaya devam eder..telefonuna bakar,mesajlarını okur,fotoğraflara bakar,durmadan tuş kilidini açar kapar..zaten telefonla işi varmışta ondan senle ilgilenmiyomuş görüntüsü yansıtmaya çalışır..ama yemezler..
bunların sonunda hesap ödendikten sonra suç havaya atılır daraltıcı bir havadır güneşli bile olsa en güzel hava bile olsa..sonrada denmezmi hadi görüşürüz..yanından ayrıldıktan sonra dersinki..B*K GÖRÜŞÜRÜM BİDAHA SENLE..
bi mekanda oturduğumda çoğu masada bu olanları görürüm..kendimde yaşadığım için bakınca direk anlarım..sıkılmış insan duruşlarını..
bakarsın baktıkça görürsün karşındakide sıkılmıştır aslında oda senin gibi gözlerini kaçırır sanki ondan konuşmasını beklediğini sanarcasına..durmadan nerden konu açsamda muhabbete girsek hiç olmazsa bikaç dakika konuşarak geçti demek için beyin fırtınası yaparsın..uzun uğraşlar sonunda uff buldum dersin tamam şimdi bunu sorayım cevaplasın ordan buna bağlarız falan kasarsın kasarsın..ama nereye kasıyosun..bi sorarsın evet veya hayır der apışıp kalırsın orda sıçar güzelim kurulucak olan muhabbetin azına..
sonra sende çekilirsin kendi köşene..kıskanç gözlerle etrafındakilere bakarsın..ne varda bukadar konuşuyonuz dersin..ne yani bitiremediğiniz kahkahalar attıran,şaşırtan,kızdıran bunca ne var..ne konuşuyosunuz laan diye bağırasın gelir..
biraz zaman geçer bari bişey içeyim dersin..sonra başlar tuvalet seferleri..sigara aslında bu tarz durumlarda iyi bir kurtarıcıdır..içersin içersin külünü atar ona bakarsın içine çeker üfler dumana bakarsın,sigranın koruna bakarsın,kağıdın yanışına bakarsın..ama her güzel şeyin olduğu gibi sigaranın da bir sonu vardır..işte o anda beynin çorba olmaya başlar..şimdi napıcam? sorusu beynini kemirmeye başlar..karşındakide sen yokmuşsun gibi davaranmaya devam eder..telefonuna bakar,mesajlarını okur,fotoğraflara bakar,durmadan tuş kilidini açar kapar..zaten telefonla işi varmışta ondan senle ilgilenmiyomuş görüntüsü yansıtmaya çalışır..ama yemezler..
bunların sonunda hesap ödendikten sonra suç havaya atılır daraltıcı bir havadır güneşli bile olsa en güzel hava bile olsa..sonrada denmezmi hadi görüşürüz..yanından ayrıldıktan sonra dersinki..B*K GÖRÜŞÜRÜM BİDAHA SENLE..
bi mekanda oturduğumda çoğu masada bu olanları görürüm..kendimde yaşadığım için bakınca direk anlarım..sıkılmış insan duruşlarını..
13 Kasım 2010 Cumartesi
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..2
o sabah çok sinirliydi kız.Erken yatmış geç kalmıştı.Aksi gibi sigarasıda bitmişti.Dostu Alejandroyla sözleşip fakültenin önünde saat sekiz gibi buluşucaktı.Alejandro söz verdiği gibi sekizde oradaydı.Muhabbet etmeye başladılar.Muhabbetin en tatlı yerinde 1.sınıflardan fizik öğrencisi olduğunu iddaa eden bir''pale''karşısında öylece bekliyordu.Kıza dediki..çekilirsen geçicem..kızda ona..çekilmezsem nolur dedi.Arkadaşı Alejandro araya girerek Gaga bırakta geçsin pale dedi.Çocuk kızın ne kadar tehlikeli olduğunun farkına varmamışçasına o sıska,uzun,yenmiş tırnaklı iğrenç parmağıyla kendini göstererek''mırço yalnız''dedi.Alejandro korkusuz bir kahraman gibi çocuğa dönüp''eeeeee''dedi.Mırçoda seninle otobüs durağında görüşücez dedi arsızca...ve...ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..
10 Kasım 2010 Çarşamba
ASLINDA BİR KONU VAR..
Aklıma takılan bazı konular var..bunları kimseyle paylaşamıyorum..hergece yatağa yattığımda(genelde yatakta yatarım)neden allahım neden bunları hep ben düşünüyorum diyorum..
Mesela neden korktuğumuz zaman içimizden bir şarkı söyleme isteği kopar..biliyorum bunu herkes yapıyor ama kimse bunu kabullenip dışa vuramıyor..sanki normalde kabullendikleri şeyler çok gerçekmiş gibi hepsi kurmaca değilmiş gibi..
Ben mesela çok korktuğum zaman karanlık biryere girdiysem,ıssız biyerde yalnızsam veya sadece yalnızsam..hemen o şarkının sözleri alt yazı gibi geçemeye başlar gözümün önünden..''bune dünya kardeşim seven seveneee bune dünya kardeşim böyleee''..ne alakaysa abi o geliyo hep aklıma.tüm kötülükleri yok eden,insanların içindeki,aklındaki kötü düşünceleri silen,herkesi birbirine kardeşçesine yaklaştıran bi etkisi var sanki..komik ama gerçek..
Bu sihirli anı hep küçükken bursadaki sarı müstakil evimizde yaşardım..hep evin büyük kahverengi giriş kapısından girdiğimde o içimi dağlayan müthiş karanlıkla karşılaşırdım..kapıdan girdiğimde hemen karşıda sağda kalan bodrum kapısını dışarıdan gelen ışığın yansımasıyla görür ve o saniyelik anda o kapının o karanlıkta açılış anını düşünerek milyonlarca senaryo yazardım kafamda..içeri girip giriş kapısını arkamdan kaparken istemsizce o şarkı azımı yırtar çıkardı dışarı..kapının kapanış sesiyle diyaframdan derin bir nefes alıp yüksek bisesle söylemeye devam ederdim..daha sonra karanlığın içinde çılgınlar gibi bağırarak o iyiliği,temizliği temsil eden şarkıyı marş gibi söylerken giriş kapısının arkasında kalan duvarda vavien etkili elektrik anahtarını bulmak için duvarı ölümüne yumruklardım..sonunda ışık açılır,merdivenlerden hızlıca çıkılır ve zafere ulaşılırdı..
Biliyorum hepnizin korkuları ve onları yok eden şarkıları var..kabul edin artık..biliyorum
''ben böyle delirirmişim''
Mesela neden korktuğumuz zaman içimizden bir şarkı söyleme isteği kopar..biliyorum bunu herkes yapıyor ama kimse bunu kabullenip dışa vuramıyor..sanki normalde kabullendikleri şeyler çok gerçekmiş gibi hepsi kurmaca değilmiş gibi..
Ben mesela çok korktuğum zaman karanlık biryere girdiysem,ıssız biyerde yalnızsam veya sadece yalnızsam..hemen o şarkının sözleri alt yazı gibi geçemeye başlar gözümün önünden..''bune dünya kardeşim seven seveneee bune dünya kardeşim böyleee''..ne alakaysa abi o geliyo hep aklıma.tüm kötülükleri yok eden,insanların içindeki,aklındaki kötü düşünceleri silen,herkesi birbirine kardeşçesine yaklaştıran bi etkisi var sanki..komik ama gerçek..
Bu sihirli anı hep küçükken bursadaki sarı müstakil evimizde yaşardım..hep evin büyük kahverengi giriş kapısından girdiğimde o içimi dağlayan müthiş karanlıkla karşılaşırdım..kapıdan girdiğimde hemen karşıda sağda kalan bodrum kapısını dışarıdan gelen ışığın yansımasıyla görür ve o saniyelik anda o kapının o karanlıkta açılış anını düşünerek milyonlarca senaryo yazardım kafamda..içeri girip giriş kapısını arkamdan kaparken istemsizce o şarkı azımı yırtar çıkardı dışarı..kapının kapanış sesiyle diyaframdan derin bir nefes alıp yüksek bisesle söylemeye devam ederdim..daha sonra karanlığın içinde çılgınlar gibi bağırarak o iyiliği,temizliği temsil eden şarkıyı marş gibi söylerken giriş kapısının arkasında kalan duvarda vavien etkili elektrik anahtarını bulmak için duvarı ölümüne yumruklardım..sonunda ışık açılır,merdivenlerden hızlıca çıkılır ve zafere ulaşılırdı..
Biliyorum hepnizin korkuları ve onları yok eden şarkıları var..kabul edin artık..biliyorum
''ben böyle delirirmişim''
5 Kasım 2010 Cuma
BİLİN BAKALIM BEN KİMİM..

hep hayallerimde bir ev vardır..o evin çatı katındaki camdan bakarım dışarıdaki kızıl gün batımınına..rüzgarla savrulan başaklara..yalnızımdır her zaman orda..başaramasamda yalnızımdır kafamda..
bunları artık çok düşündüğümden aslında artık mutlu görünmeyi başaramıyorum..ele vermeye başladım artık kendimi..ne oldu,neyin var sorularına alıştı artık kulaklarım..duyarsızlık başladı biyandanda..şuan her şeyin ,yaşadığım hayatın mükemmel olduğunun farkındayım..ayrıca etrafımdaki kişileri hiç bir şeye değişmeyceğimi bildiğim halde..elimde olanların olmadığı bir durumu da hayal eder durumdayım..
4 Kasım 2010 Perşembe
EFES
Bugün derste efesi işlerken kendimi kötü hissettim..o zamanda yaşamak için büyük bir istek sardı içimi birden..adamlarda mükemmellik hastalığı olduğunu düşündüm..çünkü her şey öyleydi..gerçi dönem öyleymiş.insanlar zaman geçtikçe zevksizleşmeğe başlamış herhalde.anlamadım ki..örneğin tiyatrolar tapınaktan sonra insanlar için önem arz eden ikinci şey..baktıkça hayranlık uyandıran yapılar..ardı arkası kesilmiyor..her bir yanında ayrı bir güzellik yatıyor bu antik kentin..ya şimdi.ev olsun da,bina olsun da,o olsun da bu olsun da derken düzensiz kentler,hiç bir şeye benzemeyen yapılar hayatı zorlaştıracak şekilde sarmış dört bir yanı..aslında insan nüfusunun o zamandan bu zamana arttığını düşünürsek sıklaşmış binalar bir derece anlaşılır..ama yani teknolojinin,insanlığın bunca geliştiği dönemde neden o güzellikler yok etrafta.hiç bir estetik yanı olmayan bin bir türlü şey karman çorman yayılmış etrafa..keşke bir zaman makinası olsa..sarsam beyaz çarşafı etrafıma..binip gitsem o zamanlara..insanların eylem olarak Düşündükleri zamanlara..nese..yaşamak zorundayız..bu bozulmuş dünyada..yapacak birşey yok..
3 Kasım 2010 Çarşamba
sisli zamanımdayım..
yine o sisli zamanımdayım.sis gibi yoğun ama içi boş.hiç bir şey yapasım yok.gün içinde aldığım kararları ilerleyen saatlerde yatağa uzanmış şekilde buluyorum.yorgun,bitkin,hastalıklı..yaptığım bir şeyde yok hani.taş taşıdın da belin mi ağardı deseler yeri..tembellik yapıştı yine yakama..bırakmıyor gideyim yapacaklarıma..başladığım zaman geliyor devamı fakat başlayana kadarda bir o kadar efor sarf ediyorum içimde.çözmeliyim en kısa zamanda..
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ...
kız uyuyordu.sallandığını hissetti.önce gözünü açtı..etrafı izledi.baktıki deprem oluyor.geçmişten kalan o karanlık korku patlamıştı en derinlerinde.sarıverdi baştan aşağı dört bir yanını.elleri soğuklaştı,yüzü beyazlaştı..bilemedi ne yapmalı.eskiden kalan boğuk sesli anlar bir damlayla düşüverdi yastığa.dahada canlandı tozlu hatıra.yalnızdı o anda.öldüğünü düşündü.yalnız öldüğünü.kalktı yatağından..koştu içeri..en yakın dostuna..
o uyuyordu..daha da yalnız hissetti..kalk dedi..kalk deprem oluyo..anlamadı.idrak edemedi neyin ne olduğunu..umursamadı bile.bilmiyordu çünkü yaşamamıştı,hissetmemişti o anı..kız çıktı odadan..geçti karanlık salona,hep gittiği köşedeki cama..baktı dışarı.dışarıdaki insanlara.flaşlar patlamaya başladı.ambulans,kalabalık,ağlamalar,bağırmalar...
yaktı bir sigara..iyice çekti içine.herşeyi derinlere gömmek ister gibi.artık olanları unutmak ister gibi...elini uzattı..ve...
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..
kızıma...
o uyuyordu..daha da yalnız hissetti..kalk dedi..kalk deprem oluyo..anlamadı.idrak edemedi neyin ne olduğunu..umursamadı bile.bilmiyordu çünkü yaşamamıştı,hissetmemişti o anı..kız çıktı odadan..geçti karanlık salona,hep gittiği köşedeki cama..baktı dışarı.dışarıdaki insanlara.flaşlar patlamaya başladı.ambulans,kalabalık,ağlamalar,bağırmalar...
yaktı bir sigara..iyice çekti içine.herşeyi derinlere gömmek ister gibi.artık olanları unutmak ister gibi...elini uzattı..ve...
ve O ANDA TEOMAN AÇTI KIZ..
kızıma...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)